YILDIZ SARAYI VAKFI TARİHÇESİ
Yıldız Sarayı, Cumhuriyetin ilanını takip· eden 1924 yılında Erkan-ı Harbiye Mektebi’ne tahsis edilmiş, akabinde 1946 yılından itibaren uzun bir dönem “Harp Akademileri” olarak hizmet görmüştür. 1978 yılında Kültür Bakanlığına devredilmiştir.
Yıldız Sarayı Vakfı, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı ilhan Evliyaoğlu ve mütevelli heyeti tarafından; sarayın tanıtımı, restorasyonu ve çeşitli ihtiyaçlarını karşılamasına katkıda bulunmak üzere 12 Eylül 1982 tarihinde istanbul’da kurulmuştur. ilk Yönetim Kurulu toplantısında Yıldız Sarayı’nın yenilenme sürecine Hasbahçe’den başlanmasına karar verilmiş, önce havuz temizlenip onarılmış, üstündeki köprüleri yenilenmiş, ağaçların cins ve yaş tespitleri yapılmış, lll. Selim Çeşmesi, Namazgah, Ada Köşkü onarılmış, ve 1983 yılında çok ses getiren bir programla Yıldız Sarayı halka açılmıştır. Daha sonra yapılan aktivitelerden elde edilen gelirler ve bağışlar sayesinde acil onarımlar (çatı tamirleri vs. gibi) ve restorasyon çalışmaları başlamıştır. Kışlık Kameriye Köşkü, çeşitli Seralar, Kızlarağası Köşkü’nün iç onarımı, Kaskat Köşkü, Hamam’ın onarımı , Müsahip Ağalar Köşkü’nün tamamının restorasyonu, tamir ve bakımları yapılmış, Saray Tiyatrosu’nun yaldızları yurtdışından getirtilmiş, Dış Karakol Binası’nın onarımı, istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Bakanlık ve Vakfımızın ortak çabalarıyla tamamlanmıştır. Arabacılar Binası’nın çatı tamiri,boya badanası ve Silahane Binası’nın iç tanzimi Vakfımızca karşılanmıştır. 1984 yılında Silahhane Binası açılmış, 1985 yılında Saray Tiyatrosu Müze’si açılmış,1986yılında Sahne Sanatları Müzesi hizmete girmiş, 1994 yılında Güzel Sanatlar Binası müze olarak açılmış, Küçük Mabeyn’in alt katı ve Kaskat Köşkü Müze haline getirilerek birbirine bağlantı yolları düzenlenmiştir.
Bütün bu konularda ve faaliyetlerde Vakfımızın maddi ve manevi büyük katkıları olmuştur.Ayrıca tanıtıcı çeşitli kitap, broşür, dergi ve kartpostaUar bastırılmış, kültür sanat ve tarih konferansları yapılmış, sergiler açılmış, konserler ve eğitici yarışmalar yapılmıştır.
Son olarak, Vakfımız Kasım 2011 tarihinden başlayarak Avrupa Birliği “Türkiye Kültürlerarası Diyalog – Müzeler Hibe Programı” kapsamında “Osmanlı imparatorluğu Yıldız Sarayı Hazinelerini Gün Yüzüne Çıkıyor” adlı projesine başlamış ve Yıldız Sarayı Müzesi’nin çağdaş müzecilik ekipman1.arıyla donatılması, ilkokul seviyesindeki çocuklar tarafından gezinilebilirliğinin arttırılması gibi amaçlar doğrultusunda bir senelik uygulama döneminin ardından Kasım 2012 tarihinde üstlendiği projeyi sonuçlandırmıştır. Yıldız Sarayı’na maddi katkımız ve çalışmalarımız Yıldız Sarayı Müzesi Müdürlüğü’nün bilgisi dahilinde ve uyum içerisinde devam etmektedir.
YILDIZ SARAYI TARİHÇESİ
Yıldız Sarayı, Beşiktaş Yıldız tepesinde Osmanlı Saray mimarisinin son dönemini yansıtan çeşitli üsluplarda (Barok, Art Nouveau, Neo-Klasik vb.) inşa edilmiş yapılardan oluşmaktadır.Kanuni Sultan Süleyman döneminden beri padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılan Hazine-i Hassa’ya kayıtlı bu araziye ilk kasrı Sultan I.Ahmed (1603-1617) yaptırmıştır.18. yy. sonunda Sultan III. Selim (1789-1807) burada, Mihrişah Valide Sultan için bir kasır ile babası III. Mustafa adına günümüze kadar gelen 4 cepheli rokoko tarzında bir çeşme inşa ettirmiştir. III. Selim’den sonra tahta çıkan Sultan II. Mahmud (1808-1839) burada düzenlenen ok atışlarını ve güreş oyunlarını izlemek ve “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” adıyla kurduğu yeni ordunun talimlerini denetlemek için sık sık Yıldız sırtlarına gelmiştir. Oğlu Sultan Abdülmecid (1839-1861), Bezm-i Alem Valide Sultan için buradaki köşklerin yerine 1842 yılında “Kasr-ı Dilküşa” isimli yeni bir köşk yaptırmıştır.
Genellikle yaz aylarında Yıldız’a gelen Sultan Abdülaziz (1861-1876) Balyan Ailesi mimarlarına Büyük Mabeyin Köşkünü inşa ettirmiş, daha sonra da dış bahçeye Malta ve Çadır Köşkleri ile Büyük Mabeynin yanına Çit Kasrını ekletmiştir. Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesinden sonra, yerine geçen Sultan V. Murat da (1876) Yıldız Sarayında ikamet etmiştir.
Burada asıl yapılaşma Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) döneminde başlamış, çevre arazi de alınarak, şimdi Yıldız Parkı olan dış bahçe genişletilmiş ve büyük ölçüde imar çalışmaları yapılmıştır. Bu durumuyla Saray kompleksi bahçeleriyle beraber 80 dönümlük bir araziye yayılmıştır. Otuz üç yıl devletin idare merkezi olan saraya Yıldız Saray-ı Hümayunu adı verilmiştir.
Yıldız Sarayı, sultanlar ve şehzadeler tarafından ikamet yeri olarak kullanılan ve resmi görevlilere tahsis olunan köşklerden başka tiyatro, müzehane, kitaplık, eczahane, hamam, tamirhane, marangozhane, demirhane, kilithane gibi çeşitli binaları da kapsamaktadır.
Bu köşklerden, Büyük Mabeyin Köşkü, Yaveran Dairesi, Çit Kasrı, Silahhane ve Marangozhane binaları Sarayın birinci avlusundadır. Sarayın ikinci avlusunda ise, Padişahın özel yaşamına ait mekânlar olan Küçük Mabeyin Köşkü, Hususi Daire, Valide Sultan Köşkü (Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü olarak kullanılmaktadır) ile Kızlar Ağası Köşkü, Musahip Ağalar Köşkü, Kadın Efendiler, Cariye Daireleri, Gedikli Cariyeler Dairesi (Sahne Sanatları Müzesi olarak kullanılmaktadır.) ile bir kültür ve sanat yapısı olan Padişahın hususi Tiyatrosu da yer almaktadır.
Saray, Has Bahçe adıyla bilinen, Harem daireleri önünden başlayarak Cihannüma Köşküne kadar uzanan bir iç bahçeye sahiptir. Bu bahçede değişik yerlere inşa edilmiş birbirinden bağımsız küçük dinlenme köşkleri (Ada, Kameriye, Cihannüma) ve doğal nehir görünümünde kaskat ve şelalelerle süslenmiş bir de havuz bulunmaktadır.
Daha çok Dolmabahçe Sarayında ikamet eden Sultan Vahdettin (1918-1922) zamanında da Yıldız Sarayı kullanılmış ve Sultan Küçük Mabeyin Köşkü’nün bir odasında (15 Mayıs 1919) Mustafa Kemal ile bir görüşme yapmıştır. Vahdettin’den sonra Saray bir süre boş kalmış, sonra Erkan-ı Harbiye Mektebine tahsis edilmiştir. Saraya ait taşınır eşya ve eserler Sultan II. Abdülhamid’den sonra önce Müze-i Hümayun’a daha sonra çeşitli yerlere dağıtılmıştır. Bunların başında İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Topkapı Sarayı ve Askeri Müze gelmektedir.
1941-1946 yılları arasında Silahlı Kuvvetlerin çeşitli kademelerinin yerleşmiş olduğu Yıldız Sarayı’na 1946 yılından itibaren Harp Akademileri gelmiş ve 1974 yılına kadar burada kalmıştır. Harp Akademileri’nin Ayaz ağa’ya nakledilmesiyle boşaltılan Saray, 1978 yılına kadar bu akademiye bağlı bir hizmet bölüğünün koruması altına bırakılmıştır.
Saray 1978 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilerek, Yıldız Sarayı Müdürlüğü adıyla yeniden hizmete girmiş ve onarılan bölümleri müzeleştirilmiştir. Onarımlar halen sürmektedir.